ATATÜRK DİYOR
Kİ!
Millî Egemenlik
(Millî Hakimiyet)
Egemenlik, hiçbir
mâna, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve işarette ortaklık kabul etmez. 1922 (Nutuk
II, S. 700)
Toplumda en yüksek
hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin devamlı şekilde sağlanması ve korunması
ancak ve ancak tam ve kat'î mânasiyle millî egemenliğin kurulmuş bulunmasına
bağlıdır. Bundan ötürü hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası
millî egemenliktir. Toplumumuzda, devletimizde hürriyet sonsuzdur. Ancak onun
hududu, onu sonsuz yapan esasın korunmasıyla mevcut ve çevrilidir.
Bir insan, belki
kendi arzusiyle şahsî hürriyetini yok etmek ister, fakat bu teşebbüs koca bir
milletin hayatına ve hürriyetine zarar verecekse, muazzam ve şerefle dolu bir
millet hayatı, bu yüzden sönecekse ve o milletin çocukları ve torunları bu yüzden
yok olacaksa bu teşebbüsler hiçbir vakit meşru ve kabule değer olamaz. Ve hele
böyle bir hareket hiçbir vakit hürriyet namına müsamaha ile telâkki edilemez.
Hiç şüphe yok,
devletimizin ebedi müddet yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için,
milletimizin refah ve mutluluğu için hayatımız, namusumuz, şerefimiz, geleceğimiz
için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç
hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle millî egemenliğimizi
muhafaza ve müdafaa edeceğiz. 1923 (Atatürk'ün S.D. I, S. 298)
Millî emeller,
millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün millet fertlerinin arzularının,
emellerinin bileşkesinden ibarettir. 1923 (Atatürk'ün S.D. II, S. 95)
Egemenlik kayıtsız
ve şartsız milletindir. 1923 (Atatürk'ün S.D. II, S. 58)
Kuvvet birdir ve
o milletindir. 1937 (Atatürk'ün K.A.N., S. 41)
Millî egemenlik
öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok
olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmağa
mahkûmdurlar. 1929 (Atatürk'ün B. N., S. 82-83)
Bir millet, varlığı
ve hukuku için bütün kuvvetiyle, bütün fikri ve maddî güçleriyle alâkadar olmazsa,
bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmezse
şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz. Millî hayatımız, tarihimiz ve son
devirde idare tarzımız, buna pek güzel delildir. Bu sebeple teşkilâtımızda millî
güçlerin etken ve millî iradenin hâkim olması esası kabul edilmiştir. Bugün
bütün cihanın milletleri yalnız bir egemenlik tanırlar: Millî egemenlik... 1920
(Nutuk III, S. 1185)
Dünyanın belli
başlı milletlerini esaretten kurtarmak için egemenliklerine kavuşturan büyük
fikir akımları, köhne müesseselere ümit bağlayanların, çürümüş idare usullerinde
kurtuluş kuvveti arayanların amansız düşmanıdır. 1923 (Atatürk'ün S.D. I, S.
309)
Arkadaşlar! Türkiye
devletinde ve Türkiye devletini kuran Türkiye halkında tacidar yoktur, diktatör
yoktur! Tacidar yoktur ve olmayacaktır. Çünkü olamaz.
Bütün cihan bilmelidir
ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam
yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam
vardır. O da milletin kalbi, vicdani ve mevcudiyetidir. 1923 (Atatürk'ün S.D.
I, S. 300)
Egemenliğine doğrudan
doğruya sahip olmanın kıymetini pek iyi anlayan ve pek iyi bilen millet, bu
mukaddes egemenliğine karşı başgösterecek her tehlikeyi kahredecektir. 1923
(Atatürk'ün S.D. II, S. 135)
Millî egemenlik
uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun. 1923 (Atatürk'ün
S.D. II, S. 76)
Kendilerine bir
milletin tahili bırakılan adamlar, milletin kuvvet ve kudretini yalnız ve ancak
yine milletin hakikî ve elde edilmesi mümkün menfaatleri yolunda kullanmakla
görevli olduklarını bir an hatırlarından çıkarmamalıdırlar. Bu adamlar düşünmelidirler
ki, bir memleketi zabt ve işgal etmek o memleketin sahiplerine hâkim olmak için
kâfi değildir. Bir milletin ruhu zabtolunmadıkça, bir milletin azim ve iradesi
kırılmadıkça, o millete hâkim olmanın imkânı yoktur. Halbuki asırların getirdiği
bir millî ruha, hiçbir kuvvet mukavemet edemez.
Mahkûm olmak istemeyen
bir milleti, esareti altında tutmağa gücü yetecek kadar kuvvetli müstebitler
artık dünya yüzünde kalmamıştır. 1924 (Atatürk'ün B.N., S. 81)
Büyük Millet Meclisi
Türk milletinin asırlar süren aramalarının özeti ve onun bizzat kendisini idare
etmek şuurunun canlı bir timsalidir.
Türk milleti mukadderatını
Büyük Millet Meclisinin kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiği günden itibaren
karanlıkları sıyırıp kaldırmış ve ümitle istikbale yönelmiştir.
Yeni Türkiye Hükümetinin
öz cevheri millî hâkimiyettir. Milletin kayıtsız ve şartsız hâkimiyetidir. (1923)
Gerek askerlik,
gerekse siyaset hayatımın bütün devir ve safhalarını dolduran mücadelelerimde
daima hareket düsturum millî iradeye dayanarak milletin, vatanın muhtaç olduğu
gayelere yürümek olmuştur. (1920)