ATATÜRK DİYOR
Kİ!
Bilim ve Teknoloji
Dünyada herşey
için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir,
fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir,
doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fenin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının
gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin,
binlerce yıl önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl
sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak
değildir. 1924 (5-197)
Gözlerimizi kapayıp
tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya
ile alakasız yaşayamayız... Aksine yükselmiş, ilerlemiş, medeni bir millet olarak
medeniyet düzeyinin üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur.
İlim ve fen nerede ise oradan olacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız.
İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.
Hiçbir tutarlı
kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden
milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin
kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun olarak
göremez. Hayat felsefesini geniş bir açıdan gören milletlerin egemenliği ve
boyunduruğu altına girmeye mahkumdur. 1922 (5-44)
Başarılı olmak
için aydın sınıfla halkın zihniyet ve hedefi arasında doğal bir uyum sağlamak
lazımdır. Yani aydın sınıfın halka telkin edeceği idealler, halkın ruh ve vicdanından
alınmış olmalıdır. 1923 (5-141)
Halka yaklaşmak
ve halkla kaynaşmak daha çok aydınlara yöneltilen bir vazifedir. Gençlerimiz
ve aydınlarımız niçin yürüdüklerini ve ne yapacaklarını önce kendi beyinlerinde
iyice kararlaştırmalı, onları halk tarafından iyice benimsenip kabul edilebilecek
bir hale getirmeli, onları ancak ondan sonra ortaya atmalıdır. 1923 (5-141:142)
Taassup cahilliğe
dayanır. Bundan dolayı taassubu olan cahildir. İlim mutlaka cahilliği yener,
o halde halkı aydınlatmak lazımdır. 1923 (37-73)
Bu millet ve memleket
ilme, irfana çok muhtaç; tahsil yapmış, diploma almış gelmiş, olanları korumak
kadar doğal ve lüzumlu bir şey olmaktan başka, parti parti eğitim ve öğretim
görmek için ilim ve fen almak için Avrupa'ya, Amerika'ya ve her tarafa çocuklarımızı
göndermeye mecburuz ve göndereceğiz. İlim ve fen ve ihtisas nerede varsa, sanat
nerede varsa gidip, öğrenmeye mecburuz. Bu nedenle artık himaye ok zayıf kalır.
Bunun yerine mecburiyet geçerli olur. 1923 (37-123)
İlim ve özellikle
sosyal bilimler dalındaki işlerde ben emir vermem. Bu alanda isterim ki beni
bilim adamları aydınlatsınlar. Onun için siz kendi ilminize, irfanınıza güveniyorsanız,
bana söyleyiniz, sosyal ilimlerin güzel (yapıcı) yönlerini gösteriniz, ben takip
edeyim. (28-316)
Ben, manevî miras
olarak hiç bir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum.
Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda
olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi
fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir.
(129-13)