Ankara - Anıtkabir
I.
ANITKABİR DÜŞÜNCESİ
Türk Kurtuluş
Savaşı'nın ve Türk İnkılâplarının büyük önderi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türk vatanının bağımsızlığını kazanması için giriştiği
savaş ve Türk milletini çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmak amacıyla gerçekleştirdiği
inkılâplarla geçen yaşamı 57 yıl sürmüş ve Büyük Önder 10 Kasım 1938'de ebediyete
intikal etmiştir.
Mustafa Kemal
Atatürk, Türkiye'yi bütün kurumları ile çağdaş uygarlığın bir üyesi yapan, insanlık
tarihine mal olmuş büyük bir önderdir. O'nun yüceliğini her yönüyle temsil edecek,
ilke ve inkılâpları ile çağdaşlaşmaya yönelik düşüncelerini yansıtacak bir anıtmezar
yapma fikri, Atatürk'ü kaybetmenin derin hüznü içindeki Türk milletinin ortak
isteği olarak belirmiş ve yapımına karar verilmiştir.
II. RASATTEPE
(ANITTEPE)
Anıtkabir yapılmadan
önce rasat istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepe'nin ismi Rasattepe idi.
Bu tepede, M.Ö
12. yüzyılda Anadolu'da devlet kuran Frig uygarlığına ait tümülüsler (mezar
yapıları) bulunmaktaydı. Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılmasına karar verildikten
sonra bu tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik kazılar yapıldı. Bu tümülüslerden
çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir.
III. ANITKABİR'İN
İNŞAASI
Anıtkabir projesinin
belirlenmesinden sonra, inşaatın başlayabilmesi için ilk aşamada kamulaştırılma
çalışmalarına başlandı. Anıtkabir'in inşaatı ise 9 Ekim 1944'de görkemli bir
temel atma töreni ile başladı. Anıtkabir'in inşası 9 yıllık bir süre içinde
4 aşamalı olarak yapılmıştır.
Birinci Kısım
İnşaat: 1944-1945
Toprak seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan birinci
kısım inşaata 9 Ekim 1944'te başlamış ve 1945'te tamamlanmıştır.
İkinci Kısım
İnşaat: 1945-1950
Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların yapılmasını kapsayan
ikinci kısım inşaat 29 Eylül 1945'te başlamış, 8 Ağustos 1950'de tamamlanmıştır.
Bu aşamada inşaatın kâgir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının
azaltılması göz önünde tutularak, anıt kütlesinin "temel projesinin" hazırlanması
kararlaştırılmıştır. 1947 yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve izolasyonu
tamamlanmış ve her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde
betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmiştir.
Giriş kuleleri
ile yol düzeninin önemli bir kısmı, fidanlık tesisi, ağaçlandırma çalışmaları
ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlanmıştır.
Üçüncü Kısım
İnşaat: 1950
Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta çıkan yollar, aslanlı yol, tören meydanı
ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamaklarının yapılması,
lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerinin yapılmasını kapsıyordu.
Dördüncü Kısım
İnşaat: 1950-1953
Anıtkabir'in 4. kısım inşaatı ise şeref holü döşemesi, tonozlar alt döşemeleri
ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu.
Dördüncü kısım inşaat 20 Kasım 1950'de başlamış ve 1 Eylül 1953'te bitirilmiştir.
"Anıtkabir Projesi"nde
mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm vardı. 4 Aralık 1951 tarihinde
hükümet, şeref holünün 28 m.lik yüksekliğinin azaltılması ile yapının daha çabuk
bitirilmesinin mümkün olup olmadığını mimarlara sordu.
Mimarlar yaptıkları
çalışmalar sonunda şeref holünü taş bir tonoz yerine, bir betonarme tavan ile
örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler. Böylece tonoz yapının zemine vereceği
ağırlık ve bunun doğuracağı teknik mahzurlar da ortadan kalkıyordu.
Anıtkabir yapımında
beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay işlenebilen gözenekli, çeşitli
renklerde traverten, mozole içi kaplamalarında ise mermer kullanılmıştır.
Heykel grupları,
aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri
Pınarbaşı İlçesi'nden, kulenin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler
ise Polatlı ve Malıköy'den getirilmiştir. Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen
siyah ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde,
Çankırı Eskipazar'dan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref
holü dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında kullanılmıştır.
Şeref holünün
zemininde kullanılan krem, kırmızı ve siyah mermerler Çanakkale, Hatay ve Adana'dan,
şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan kaplan postu Afyon'dan, yeşil renk
mermer Bilecik'ten getirilmiştir. 40 ton ağırlığındaki yekpare lahit taşı Adana'nın
Osmaniye İlçesi'nden, lahitin yan duvarlarını kaplayan beyaz mermer ise Afyon'dan
getirilmiştir.
IV. ANITKABİR'İN
MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Türk mimarlığında
1940-1950 yılları arası, "II. Ulusal Mimarlık Dönemi" olarak adlandırılır. Bu
dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin
kullanıldığı binalar yapılmıştır. Anıtkabir bu dönemin özelliklerini taşımaktadır.
Bu dönem özellikleri
ile birlikte Anıtkabir'de Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme
öğelerine sıkça rastlanır.
Örneğin dış cephelerde,
duvarların çatı ile birleştiği yerde kuleleri dört yandan saran Selçuklu taş
işçiliğinde testere dişi olarak adlandırılan bordür bulunmaktadır. Ayrıca Anıtkabir'in
bazı yerlerinde (Mehmetçik Kulesi, Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve
rozet denilen taş süslemeler Selçuklu ve Osmanlı sanatında da göze çarpmaktadır.
Bütün bu özellikleriyle
yapıldığı dönemin en iyi örneklerinden biri olan Anıtkabir yaklaşık 750.000
m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki
kısma ayrılır.
A- BARIŞ PARKI
Anıtkabir; Atatürk'ün
"Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" özdeyişinden ilham alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden
ve Türkiye'nin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla oluşturulan Barış Parkı
içinde yükselmektedir.
Afganistan, A.B.D.,
Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hindistan,
Irak, İngiltere, İspanya, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Kıbrıs, Mısır,
Norveç, Portekiz, Yugoslavya ve Yunanistan'dan çeşitli ağaç ve fidanlar getirilmiştir.
Bugün Barış Parkı'nda 104 ayrı türden yaklaşık 48.500 adet süs ağacı, ağaççık
ve süs bitkisi bulunmaktadır.
B- ANIT BLOKU
Anıtkabir Anıt
Bloku üç bölümden oluşmaktadır.
1- Aslanlı Yol
2- Tören Meydanı
3- Mozole
Anıtkabir'e Tandoğan
kapısından girildiğinde Barış Parkı içerisinde uzanan yoldan Aslanlı Yol başındaki
26 basamaklı geniş merdivenlere ulaşılır. Merdivenin hemen başında karşılıklı
olarak istiklal ve hürriyet kuleleri yer alır.
Anıtkabir yapı
topluluğu içinde, simetri gözetilerek yerleştirilmiş olan on adet kule vardır.
Bu kulelere ulusumuzun ve devletimizin oluşumunda büyük tesirleri olan yüce
kavramları temsil eden isimler verilmiştir. Kuleler, plan ve yapı bakımından
birbirinin benzeridir. Kareye yakın 12 x14 x7,20 m. boyutlarında dikdörtgen
plan üzerine kurulmuş olan kulelerin üzeri piramit biçiminde çatılarla örtülüdür.
Çatıların tepelerinde, eski Türk çadırlarında görülen tunç mızrak ucu vardır.
Eski Türk kilim desenlerinden alınmış geometrik süslemeler, fresk tekniğinde
uygulanmıştır.
Ayrıca kulelerin
iç duvarlarında, o kulenin ismiyle ilgili bir kompozisyon ve Atatürk'ün özlü
sözleri bulunmaktadır.
1. İSTİKLAL
KULESİ
Aslanlı yolun
sağ başındaki İstiklal Kulesi'nin iç duvarlarında bulunan kabartmada, ayakta
duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerine konmuş kartal
figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide ve Selçuklu sanatında gücün, istiklâl
ve bağımsızlığın sembolü olarak tasvir edilmiştir. Kılıç tutan genç ise istiklali
savunan Türk milletini temsil etmektedir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.
Ayrıca kule duvarlarında
yazı bordürü olarak Atatürk'ün istiklalle ilgili şu sözleri yer almaktadır:
"Ulusumuz en korkunç
yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak edilmesine karşı evladını ayaklanmaya
davet eden atalarının sesi, kalplerimiz içinde yükseldi ve bizi son Kurtuluş
Savaşı'na çağırdı." (1921)
"Hayat demek savaşma,
çarpışma demektir. Hayatta başarı kesinlikle savaşta başarı kazanmakla mümkündür."
(1927)
"Biz hayat ve
bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı hiçe sayarız."
(1921)
"İnsaf ve merhamet
dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk ulusu, Türkiye'nin gelecekteki çocukları,
bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar." (1927)
"Bu ulus bağımsızlıktan
yoksun olarak yaşamamıştır, yaşıyamaz ve yaşamıyacaktır, ya istiklal ya ölüm."
(1919)
Kulenin içinde
ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabir'i tanıtıcı ışıklı panolar bulunmaktadır.
2. HÜRRİYET
KULESİ
Aslanlı Yol'un
sol başında bulunan Hürriyet Kulesi içindeki kabartmada; elinde kağıt tutan
melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmiştir. Melek
figürü bağımsızlığın kutsallığını, elindeki kağıt "Hürriyet Beyannamesi"ni sembolize
etmektedir. At figürü ise hürriyet ve bağımsızlık sembolüdür. Kabartma Zühtü
Müridoğlu'nun eseridir.
Kule duvarlarında
Atatürk'ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır.
"Esas, Türk ulusunun
saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa
sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan
yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir
işleme hak kazanamaz." (1927)
"Bence, bir ulusta
şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak bulunabilmesi kesinlikle
o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle mümkündür."
"Özgürlüğün de,
eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir."
"Bütün tarihsel
yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir ulusuz."
Kule içinde Anıtkabir'in
inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi ve inşaatta kullanılan taş örnekleri
bulunmaktadır.
3. KADIN HEYKEL
GRUBU
İstiklal kulesinin
önünde, ulusal giysiler giymiş üç kadından oluşan bir heykel grubu vardır. Bu
kadınlardan kenarlardaki ikisi yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır.
Başak demetlerinin meydana getirdiği çelenk bereketli yurdumuzu temsil etmektedir.
Soldaki kadın, ileri uzattığı elindeki kapla Atatürk'e tanrıdan rahmet dilemekte,
ortadaki kadın eliyle yüzünü kapamış ağlamaktadır.
Bu üçlü grup,
Türk kadınlarının Atatürk'ün ölümünün derin acısı içinde bile gururlu, ağırbaşlı
ve azimli oluşunu dile getirmektedir. Heykel grubu Hüseyin Özkan'ın eseridir.
4. ERKEK HEYKEL
GRUBU
Hürriyet Kulesi'nin
önünde üç erkekten oluşan heykel grubu vardır. Sağdaki erkek başında miğferi
ve kalın kaputu ile Türk askerini temsil ederken, onun yanında elinde kitabı
ile Türk gençliğini ve aydın insanı, biraz gerisinde ise yerel kıyafetlerle
Türk köylüsü temsil edilmiştir. Her üç heykelin yüzünde derin acı ile Türk milletinin
kendine özgü ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü dile getirilmiştir. Heykel grubu,
Hüseyin Özkan'ın eseridir.
5. ASLANLI
YOL
Ziyaretçileri
Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m. uzunluğundaki
yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli bulunmaktadır. Atatürk'ün
Türk ve Anadolu tarihine verdiği önem sebebiyle, Anadolu'da uygarlık kuran Hititlerin
sanat üslubu ile yapılan aslan heykelleri kuvvet ve sükuneti temsil etmektedir.
Heykeller Hüseyin Özkan'ın eseridir.
6. TÖREN MEYDANI
Aslanlı yolun
sonunda yer alan tören meydanı 129 x84,25 m. boyutlarındadır. 15.000 kişi kapasiteli
bu alanın zemini; siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlardan oluşan
373 adet halı ve kilim deseniyle bezenmiştir.
7. MEHMETÇİK
KULESİ
Aslanlı yolun
bitiminde sağda Mehmetçik Kulesi yer almaktadır. Kulenin dış yüzeyinde yer alan
kabartmada; cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evinden ayrılışı ifade edilmektedir.
Bu komposizyonda, elini asker oğlunun omuzuna atmış onu vatan için savaşa gönderen
hüzünlü, fakat gururlu anne tasvir edilmiştir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun
eseridir.
Kulenin duvarlarında
Atatürk'ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında söylediği özlü sözler yer almaktadır:
"Kahraman Türk
eri Anadolu savaşlarının anlamını kavramış, yeni bir ülke ile savaşmıştır."
(1921)
"Dünyanın hiçbir
yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadının üstünde kadın çalışmasından söz
etmek imkânı yoktur." (1923)
"Bu ulusun çocuklarının
özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi bulunamaz."
Kulenin içinde;
Anıtkabir ve Atatürk ile ilgili çeşitli kitaplar ve hediyelik eşyalar ziyaretçilere
sunulmaktadır.
8. ATATÜRK
VE TÜRK DEVRİMİ KÜTÜPHANESİ
Mehmetçik
ve Zafer kuleleri arasında yer alan; müze, kitaplık ve Kültürel Faaliyetler
Müdürlüğü'nün içindeki birimde "Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi" bulunmaktadır.
Atatürk, milli mücadele ve inkılâplar konulu Türkçe ve yabancı dillerde kitapların
bulunduğu bir "İhtisas Kütüphanesi" olarak, her kesimden araştırmacı ve okuyucuya
hafta içi 09.00-12.30 / 13.30-17.00 saatleri arasında hizmet vermektedir.
9. ZAFER KULESİ
Kulenin duvarlarında
Atatürk'ün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır.
Kule içinde Atatürk'ün
naaşını 19 Kasım 1938'de İstanbul Dolmabahçe Sarayı'ndan alarak Sarayburnu'nda
donanmaya teslim eden top arabası sergilenmektedir.
10. İSMET İNÖNÜ'NÜN
LAHTİ
Barış
ve Zafer Kuleleri arasında yanları açık sütunların oluşturduğu galerinin ortasında
25 Aralık 1973 yılında vefat eden Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı, Türk Milli
Mücadelesinin Batı Cephesi komutanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün
sembolik lahdi bulunmaktadır. Mezar odası alt kattadır.
İsmet İnönü, Anıtkabir'e
28 Aralık 1973'te Bakanlar Kurulu Kararı ile defnedilmiştir.
11. BARIŞ KULESİ
Kulenin iç duvarında
Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini dile getiren bir kabartma
kompozisyonu yer almaktadır. Bu kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında
kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker figür tasvir edilmiştir. Bu asker
barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk ordusunu sembolize etmektedir. Bu
şekilde insanlar Türk ordusunun sağladığı huzur ortamı içinde günlük hayatlarını
devam ettirmektedirler. Kabartma, Nusret Suman'ın eseridir.
Kule duvarlarında
Atatürk'ün barış ile ilgili şu sözleri yer almaktadır.
"Dünya vatandaşları
kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir." (1935)
"Yurtta Barış,
Cihanda Barış."
"Ulusun hayatı
tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir." (1923)
Kulenin içinde
ise Atatürk'ün 1935-1938 yılları arasında kullandığı Lincoln marka tören ve
makam otomobilleri sergilenmektedir.
12. 23 NİSAN
KULESİ
Kulenin iç duvarında
23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını temsil eden bir
kabartma yer almaktadır. Bu kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın
üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Kadının diğer elinde Millet Meclisimizin açılışını
simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır. Kabartma, Hakkı Atamulu'nun eseridir.
Kule duvarlarında
meclisin açılışıyla ilgili Atatürk'ün özlü sözleri yer almaktadır:
"Bir tek karar
vardı: O da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı olmayan bağımsız,
yeni bir Türk Devleti kurmak." (1919)
"Türkiye Devletinin
tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir."
"Bizim bakış açılarımız
kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir,
halkın elinde bulundurulmasıdır."
Kulede Atatürk'ün
1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedir.
13. BAYRAK
DİREĞİ
Anıtkabir'in Çankaya
yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, tek
parçalı yüksek bir direk üzerinde Türk bayrağı dalgalanır. Amerika'da özel olarak
yaptırılan 33.53 m. yüksekliğindeki bu direk, Avrupa'daki tek parça çelik bayrak
direklerinin en yükseğidir. Direğin 4 metresi kaidenin altında kalmaktadır.
Amerika'da yaşayan Türk asıllı Amerika vatandaşı Nazmi Cemal tarafından, kendi
bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946 yılında Anıtkabir'e hediye edilmiştir.
Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada; meşale Türk medeniyetini, kılıç
taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı
simgelemektedir. Türk bayrağı, ulusumuzun yurdunu savunma, zafer kazanma, barışı
koruma ve uygarlık kurma gibi yüce değerleri üzerinde dalgalanmaktadır. Kabartma
Kenan Yontuç'un eseridir.
14. MİSAK-I
MİLLİ KULESİ
Müzenin girişindeki
bu kulenin içinde bulunan kabartma, tek vücut olarak kenetlenmemizi sembolize
etmektedir. Kabartma, bir kılıç kabzası üzerinde üst üste konmuş dört elden
ibarettir. Bu komposizyon Türk vatanının kurtarılması için içilen millet andını
ifade etmektedir. Kabartma Nusret Suman'ın eseridir.
Kulenin duvarlarında
Atatürk'ün Milli Misak ile ilgili şu sözleri yazılıdır:
"Kurtuluşumuzun
genel kuralı olan ulusal andı tarih safhasına yazan ulusun demir elidir." (1923)
"Ulusal sınırlarımız
içinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz." (1921)
"Ulusal benliği
bulamayan uluslar başka ulusların avıdır." (1923)
Kulenin ortasında
Anıtkabir'de icra edilen törenlere katılan heyetlerin özel defteri imzalamaları
için imza kürsüsü yer almaktadır. Müzenin girişi olan bu kulede bulunan aktüalite
panolarında Anıtkabir'de yapılan önemli törenlere ait fotoğraflar da sergilenmektedir.
15. ANITKABİR
ATATÜRK MÜZESİ
Anıtkabir Proje
Yarışması şartlarına uygun olarak, Misak-ı Milli ve İnkılâp kuleleri arasındaki
bölüm müze olarak belirlenmiştir. Bu amaçla 21 Haziran 1960'ta Anıtkabir Atatürk
Müzesi açılmıştır. Burada Atatürk'ün kullandığı eşyalar ve kendisine hediye
edilen armağanlar ve giysileri teşhir edilmektedir.
Müzede ayrıca
Atatürk'ün madalya ve nişanları ile manevi evlatlarından A. Afet İnan, Rukiye
Erkin, Sabiha Gökçen'in müzeye armağan ettikleri Atatürk'e ait eşyalar sergilenmektedir.
16. İNKILâP
KULESİ
Müzenin devamı
olan bu kulede Atatürk'ün giydiği elbiseler sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında
yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere olan bir meşale,
çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu'nu simgelemektedir. Güçlü bir elin göklere
doğru kaldırdığı ışıklar saçan diğer bir meşale ise, yeni Türkiye Cumhuriyeti
ve Atatürk'ün Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için yaptığı
inkılâpları simgelemektedir. Kabartma Nusret Suman'ın eseridir.
Kule duvarlarında
Atatürk'ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır:
"Bir toplum aynı
amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine, uygarlaşmasına
teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur."
"Biz ilhamlarımızı
gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."
Müzenin giysi
bölümü olarak kullanılan bu kulede; Anadolu Üniversitesi eski rektörü Prof.
Dr.Yılmaz Büyükerşen'in yaptığı Atatürk'ün gerçek boyutlarında balmumu heykeli
bulunmaktadır.
17. CUMHURİYET
KULESİ
Sanat Galerisi'nin
girişi olan bu kulenin duvarlarında Atatürk'ün Cumhuriyet ile ilgili şu özlü
sözü bulunmaktadır.
"En büyük gücümüz,
en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak
halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur."
Kulenin içinde,
Atatürk'ün öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi ile Sivas ve Erzurum Kongre
binaları ve I. T.B.M.M. binalarının maketleri ve o dönemlere ait fotoğraflar
sergilenmektedir.
18. SANAT GALERİSİ
Cumhuriyet Kulesi
ve Müdafaa-i Hukuk Kuleleri arasında yer alan bu bölümde Atatürk'ün özel kitaplığı
teşhir edilmektedir.
Duvarlarda Atatürk'ü
ziyaret etmiş olan yabancı devlet adamları ile Atatürk'ü birlikte tasvir eden
yağlı boya tablolar bulunmaktadır. Bu tablolar, ressam Rahmi Pehlivanlı'nın
eseridir.
Galeride ayrıca,
Atatürk, Milli Mücadele ve Anıtkabir konulu belgesel filmlerin gösterildiği
sinevizyon bölümü yer almaktadır.
19. MÜDAFAA-İ
HUKUK KULESİ
Bu kule duvarının
dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşımızda ulusal birliğimizin
temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmektedir. Kabartmada, bir elinde kılıç
tutarken diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana "Dur!" diyen
bir erkek figür tasvir edilmiştir. İleri uzatılan elin altında bulunan ulu ağaç
yurdumuzu, onu koruyan erkek figürü ise kurtuluş amacıyla birleşmiş olan milletimizi
temsil etmektedir. Kabartma Nusret Suman'ın eseridir.
Kulenin duvarlarında
Atatürk'ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği sözler yer almaktadır:
"Ulusal gücü etken
ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır." (1919)
"Ulus bundan sonra
hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen kendisi sahip çıkacaktır."
(1923)
"Tarih; bir ulusun
kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez." (1919)
"Türk ulusunun
kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, en belirgin istek
ve iman belli olmuştu: Kurtuluş." (1927)
Kulenin içinde
"Atatürk ve Milli Mücadele" konulu periyodik sergiler düzenlenmektedir.
Ayrıca Atatürk'ün öğrenim gördüğü Harbiye Mektebi'nin maketi bulunmaktadır.
20. SAKARYA
MEYDAN MUHAREBESİ KONULU KABARTMA
Komposizyonun
sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek bulunmaktadır.Bunlar, savaşın
ilk döneminde düşman saldırıları karşısında evlerini bırakıp yurt savunması
için yollara düşmüştür. Sağdaki delikanlı arkaya dönmüş, sol elini kaldırıp
yumruğunu sıkarak düşmanlara; "Bir gün döneceğiz ve sizden öcümüzü alacağız"
demektedir.
Bu üçlü grubun
önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan
bir erkek ve iki kadın ile ayakta bir yiğit ve ona bir kılıç sunan diz çökmüş
bir kadın vardır. Bu grup figürleri, Sakarya Muharebesi başlamadan önceki dönemi
temsil etmektedir. Bu grubun solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk, düşman
istilası altında, Türk ordusunu bekleyen halkımızı simgelemektedir. Bu halkın
üzerinden uçarak Başkomutan Mustafa Kemal'e çelenk sunan bir zafer meleği vardır.
Komposizyonun
sonunda yere oturan kadın vatan anayı, diz çöken genç Sakarya Meydan Muharebesi'ni
kazanan Türk ordusunu, meşe ağacı ise zaferi simgelemektedir. Vatan ana, Türk
ordusunun zaferinin simgesi olan meşe ağacını göstermektedir. Kabartma İlhan
Koman'ın eseridir.
21. BAŞKOMUTAN
MEYDAN MUHAREBESİ KONULU KABARTMA
Komposizyonun
solunda yer alan ve bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir attan oluşan grup
milletçe savaşa hazırlık dönemini temsil etmektedir. Sonraki bölümde; Atatürk
bir elini ileri uzatmış ve "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" diyerek
ordularımıza hedefi göstermektedir. Öndeki melek, Ata'nın emrini borusu ile
uzak ufuklara iletmektedir. Bundan sonraki bölümüde, Atatürk'ün emrini yerine
getiren Türk ordusunun fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden kabartmada,
vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan bir yiğit ile siperde ellerinde
kalkan ve kılıçlı bir asker Türk ordusunun taarruzunu sembolize etmektedir.
Önde ise elinde Türk bayrağı ile Türk ordusunu çağıran zafer meleği bulunmaktadır.
Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.
22. MOZOLE
Anıtkabir'in en
önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında "hitabet
kürsüsü" yer almaktadır. Mermer kürsünün tören meydanı cephesi dairesel geometrik
motiflerle süslü olup, ortasında Atatürk'ün "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir"
sözü yazılıdır. Kürsü Kenan Yontuç'un eseridir.
Mozole 72x52x17
m. boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş olup, ön ve arka
sekiz, yan cepheler ise 14.40 m. yüksekliğinde ondört kolonatla çevrelenmiştir.
Mozole cephesinde, solda Atatürk'ün Türk gençliğine hitabı, sağda ise Cumhuriyet'in
kuruluşunun 10. yıldönümünde söylediği nutku yer almaktadır. Harfler taş kabartma
üzerine altın yaldızlarla yazılmıştır.
23. ŞEREF HOLÜ
Şeref holüne bronz
kapılardan girilir. Girişte sağda Atatürk'ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk ordusuna
son mesajı, solda ise 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Atatürk'ün ölümü üzerine
yayınladığı 21 Kasım 1938 tarihli Türk milletine taziye mesajı yer almaktadır.
Bu iki yazıt Atatürk'ün doğumunun 100. yılı olan 1981'de yazılmıştır.
Girişin tam karşısında
büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde, Atatürk'ün sembolik lahdi bulunmaktadır.
Lahit taşı tek parça kırmızı mermer olup 40 ton ağırlığındadır. Lahit taşının
yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır. Şeref holünün zemini
Adana ve Hatay'dan, yan duvarları ise Afyon ve Bilecik'ten getirilen kırmızı,
siyah, yeşil ve kaplan postu mermerlerle kaplanmıştır.
Şeref holünün
27 kirişten oluşan tavanı ile yan galeri tavanları mozaik ile süslenmiştir.
Şeref holünün yüksekliği 17 m. olup, yan duvarlarında altışardan 12 adet bronz
meşale bulunmaktadır. Mozole yapısının üstü, düz kurşun çatı ile örtülüdür.
24. MEZAR ODASI
Atatürk'ün aziz
naaşı, mozolenin zemin katında doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda
bulunmaktadır. Mozolenin birinci katı olan şeref holündeki sembolik lahit taşının
tam altında bulunan mezar odası Selçuklu ve Osmanlı mimari stilinde sekizgen
planlı olup, piramidal külahlı, tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir.
Zemin ve duvarlar siyah, beyaz, kırmızı mermerlerle kaplanmıştır. Mezar odasının
ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır. Mermer sandukanın
çevresinde bütün illerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gönderilen toprakların
konulduğu pirinç vazolar bulunmaktadır.